İçine girdim ömür boyu tutsaklık diye
kaçtıklarımın,
Özgürlük göz kırptı bana, hiç bilinmedik şekilde:
İçine dalınca başarısızlık diye kendimi kahredeceklerimin,
Bitmeyen bir başarı hissi gösterdi yüzünü derinden.
İçine düştüm kötü hissedeceğim şeylerin,
İyi hissetme hali kapladı içimi, anlamlandıramadığım.
Dibine vurdum burun kıvırdığım sıradanlığın,
Milyon yılda bir açan çiçek gösterdi kendini bana, tüm ihtişamıyla.
Düştüm kucağına derin şüphenin ve inançsızlığın
Adeta altımdan tüm zeminim çekilircesine,
Sımsıcak nesnesiz güven ve eminlik hali
Sarıp sarmaladı beni şefkatle, tüm kapsayıcılığıyla.
Elimde fener, yürüyorum cehaletimin derinliklerinde,
Karşılaşıyorum bilinmedik türlü canavarla zifiri karanlıkta,
Tüm engellerine karşın hazine bekçilerinin
Bekliyorum ısrarla kilitli kapılarda, sabırla;
Bulduğum hazineler paha biçilmez.
Kim bilir daha neler var neler
Aklımın, hayalimin bile alamadığı…
Çok heyecanlıyım.
Adeta bayram sabahını bekleyen
Yeni kıyafetlerini giymek için sabırsızlanan
Çocuklar gibi:
Tek düşünebildiğim, uyanabilmek bayram sabahına…
Daha ne dileyebilirim ki ben?
Aylin Safiye Deniz, 2020