Kendini bildi bileli kendini arardı,
Kendini bilme yolunda.
Ne yazık ki, kendini bilemezdi bir türlü,
Ararken kendini sürekli dışarıda.

Köpeğin kuyruğunu yakalama çabası gibi,
Koşuştururdu oradan oraya,
Büyük bir panik ve aç gözlülük içinde.
En büyük kabusuydu, ya birşeyleri kaçırırsam hissi.
Bir gün bir mucize olacaktı ya da biriyle karşılaşacaktı,
Değişecekti, düzelecekti her şey, mutlu olacaktı,
Ve tüm arayışı bitecekti sanki aniden…

Derken bir gün bir mucizeye uyandı gerçekten,
Ancak ne bir şey değişti, ne de düzeldi beklediği gibi.
Fark etti sadece, esasında tok olduğunu,
Tam da aç gözlülüğünün en doruğundayken.

Haykırdı gözyaşları içinde,
Ben aslında tokum diye, büyük bir doygunlukla,
Yolun başından beri tok olduğunu da idrak ederek hatta.
Ne aç gözlülük kaldı ne panik,
Ne arayış kaldı ne de bulamayış,
sadece şükür vardı.

Kapladı büyük bir huzur ve halinden memnuniyet hissi.
Toktu artık ve paylaşabilirdi sonuna kadar cömertçe,
Kendini aç sananlarla ve arayanlarla,
Kendini bilme yolunda. 

Aylin Safiye Deniz, 2015