İçindeki karşı konulamaz öfke,
Hızla şefkate dönüşüyordu.
Eriyordu tüm sertlikleri, yumuşuyordu gittikçe.
Çok şaşkındı oluşan bu durumdan,
Nasıl olabilirdi ki bu?
Yıllarca öğrenmemiş miydi öfkesinden kurtulmayı,
Onu yok saymayı,
Ya da kontrol etmeyi türlü stratejilerle.
Şimdi aynı enerji dönüşmüştü büyük bir hazineye,
Adeta simya gerçekleşmişti.
İyi ki korkmamıştı öfkesiyle yüzleşmekten,
İyi ki öğretilenlerin ve korkuların ötesine geçmişti,
Ve sevgiyle kucaklamıştı öfkesini de, yargılamadan,
Bir annenin çocuğunu sımsıcak sarmalaması gibi.
Farkındalığın ışığında, nefesinin sıcaklığında,
Bir mucize olmuştu, öfkesi şefkate dönüşmüştü,
Simya gerçekleşmişti beklenmedik bir anda.
Anladı ki, meğerse öfke ve şefkat ayrı değilmiş birbirinden,
Öfkenin olduğu yerde şefkat tohumları ekiliymiş aynı zamanda,
Görülmeyi ve fark edilmeyi bekleyen,
Sulanmak için adeta can atan,
Simya ile form almak isteyen.
Siz de gözünüzün en karardığı anlarda bile,
Şefkate can suyunu vermek,
Ve onu yeşertmek ister misiniz,
Öfkeyi sulayıp şiddete dönüştürmek yerine?
Simyaya hazır mısınız?
Aylin Safiye Deniz, 2015
Ben Öfkeyi yenip ŞEFKAT tohumlarını sulayıp yeşertenlerdenim şimdi bütün çiçekler benim şükrediyorum teşekkür ediyorum kendime çesaretimin tüm zorluklara rağmen hala dim dik ayakta kaldığı için pes etmek yol tüm Kapıları zorlamak engelleri aşmak elimizde hadi bir adım at sevgiler paylaşımınıza teşekkürler ?