Kırılgan bir çiçeğe dokunur gibi nazik,
Yeni doğmuş bir bebeğe dokunur gibi şefkatli,
Ölüm döşeğindeki bir adama dokunur gibi kabulle dokun
Kendi yaralı kalbine, tüm farkındalığınla.
Hiç zorlamadan, düzeltmeden, değiştirmeden,
Hatta onu iyileştirmeye, açmaya çalışmadan.
Sakın ha en büyük şiddeti uygulama,
Zorlayarak onu zamanından önce açması için,
Sen öyle uygun görüyorsun diye.
Korkutup, daha da kapanmasına neden olma,
Kısaltma ömrünü, bozma tadını, nektarını.
Sen sadece sağla açabilmesi için gerekli koşulları,
Bilgelikle, anlayışla, şefkatle, sabırla,
İzin ver zamanında kendiliğinden açmasına,
Doğasını en muhteşem haliyle ifade etmesine.
Arındır zemini pisliklerden, zararlı otlardan,
Doğru yere yönlendir kalbini,
Sağla yeterince ışık almasını,
Sula gözyaşlarınla,
Besle kalbe en iyi gelen zihin durumlarıyla,
Ve konuş onunla her gün, hep temasta kal.
Sonra da yavaş yavaş kendiliğinden açmasına tanık ol.
Yaydığı ışığın, bilgeliğin, sevginin, şefkatin, anlayışın tadını çıkar,
Ve öyle cömertçe paylaş ki diğerleriyle,
Diğerleri kalmasın.
Aylin Safiye Deniz, 2015