Unutma beni, her an omzundayım,
Tıpkı tüm sevdiklerinin ve her canlının,
Her an omzunda olduğum gibi…
Bazen soluğumu şiddetle hissettirerek,
Kimi zaman pek de hissettirmeden,
Dolanırım etrafında özgürce.

Görmezden gelmek için beni,
Oluşturmuş olsan da bin bir strateji,
Kabul etmemekte ısrar etsen de beni,
Benden kaçışın yok ki…

Bu nedenle bırak kaçma çabanı.
Çık karşıma tüm kırılganlığınla,
Tüm korkularınla, tüm cesaretinle,
Adeta en saygı duyduğun kişinin karşısına çıkar gibi titizlenerek,
Dimdik, saygı ve şükranla.
Gör beni, yaklaş, anla beni.
Teslim ol tüm benliğinle önümde,
Ayrılık elbiseni olduğun yerde bırakıp,
Çırıl çıplak, tüm kıyafetlerinden arınarak.

Hatta izin ver şaşırtayım biraz daha seni:
Yaşamaya başladığında söylediklerimi,
Göreceksin ki, aslında ben yokum,
Senin zannettiğin formda ve şekilde.
Sadece basit bir kurgudan ibaretim,
Senin zihninde özenle yarattığın ve kendini inandırdığın.

İnanman çok zor biliyorum,
Yine de söylüyorum belki duyarsın diye,
Aslında şu anda tamamen özgürsün sen,
Kurguladığın benden bile hatta…

Yine de bu özgürlüğü ancak ve ancak,
Benim içimde yanmaya ve kül olmaya cesaret edenler tadabilir.
Geriye kalanlar ise benden kaçmak için debelenirken,
Kaçınılmaz sonu ötelemeye çalışmakla meşguller.

Aylin Safiye Deniz, 2015